KYOKUSHİN KARATE TARİHÇESİ

Karate dövüşü ve savaş sanatlarıyla uğraşanların, faaliyetlerini yalnız ferdi değil, birlik ve beraberliği sağlayacak bir organizasyon çatısı altında yürüttükleri hepimizin malumudur. Uzak doğu ülkelerinin üstadları, mantıklarına dayanarak insanoğlunun dövüş yapmak için kullandıkları el ve ayak darbelerini karate sanatı olarak telaffuz etmeye teknolojinin zayıf olduğu 1900’lü yıllarda başlamışlardı.

O yılların ileri gelen üstadları araştırmalarına çok yönlü, sağlıklı ve geniş bir tekniğe ulaşabilmek için büyük bir şevkle hız vermişlerdir.

Bu arada 1868 yılında okinava’da doğan üstadımız “Ginchin Funakoshi” küçük yaşta karate savaş sanatına başlar. “Ginchin Funakoshi”, zamanın büyük hocalarının eğitimden geçtikten sonra, katıldığı müsabakalarda, seminerlerde, dönemin dövüşçüleri arasında Okinava’nın en bilgili ve en çalışkan talebesi seçilir. O dönemde bu durumu farkeden Japonya Başbakanı Üstadımız Ginchin Funakoshi’yi eğitim ve öğretim için oraya en yakın üniversiteye verir.

Üstadımız üniversiteye başlar başlamaz hiç zaman kaybetmeden çeşitli teknikler, projeler geliştirir. 1917 yılından itibaren üstadımız geliştirdiği bu projeleri kısa zamanda dünyanın her yerine yaymayı başarır.

Dünya basını, Funakoshi’ nin geliştirdiği teknikleri karate projesi olarak olumlu, sağlıklı ve insanoğluna son derece yararlı bir sanat olarak tanıtımını yaptı. Bu kültür hazinesinin, tüm insanlara yararlı bir sanat olduğu kanaatine vardılar.

Ginchin Funakoshi’nin 88 yıllık yaşamı boyunca Shotokan Karate, Goju kai karate, Wado-kai Karate, Çin Kung-fu’su, Tai-Chi, Kempo Karate, Budo spor ve savaş sanatları üzerinde çalıştı.
Bu zaman dahilinde binlerce öğrenci sahibi olmuştur. Binlerce hoca yetiştirmiştir. Bu hocaların arasından çıkan ve emsali az bulunan değerli hoca Masutatsu Oyamadır.
1957 yılında Ginchin Funakoshi’ öldü. Böylece öğrencisi olan Masutatsu Oyama, hocasının yerine yepyeni bir branş adıyla geçmiş oldu.
Masutatsu Oyama, kendine özel bu branşın adını Kyokushin Karate olarak tüm dünya birliklerine duyurmuştur. Kyokushin Karate, ingilizce deyimiyle “The Strongest karate İn The World”, türkçe anlamı ile, Dünyanın gelmiş geçmiş en düzenli ve en güçlü tekniğine sahip karate branşıdır.

Sosai Mas. Oyama, 1923 yılında güney Kore’de doğdu. Doğduktan bir kaç yıl sonra ilk öğrenimini yapmak için Tokya’da yaşayan ablasının yanına ailesi tarafından gönderilir. Tokyo’da bir taraftan öğrenimini sürdürür, bir taraftan da spor savaş sanatlarına (Karate’ye) çok meraklı olan Sosai Mas. Oyama bu gibi dojolara kayıt olabilmek için araştırmalar yapar. Bir müddet sonra aradığını bulur, kaydını yaptırır ve
aktif çalışmalarına devam eder.

Oyama, her ne kadar hayatının büyük bir bölümünü dağlarda çalışarak geçirdiyse de; Bu tür hafif çalışmalar onun için yeterli olmamıştır. Bu nedenle değişik bir uygulamayla Minobu dağına çalışmaya çıkar. Doğanın bu zor şartları altında tek başına çalışır. Bu tür dağ çalışmalarını birkaç kez tekrarlar. Bunlardan birinde Chiba’daki Kiyosumi dağında en uzun süre ile onsekiz ay kalmayı başarır.

Oyama’ya göre Kyokushin-Karate yapan ve gerçek anlamda bir Kyokushin üstadı eli altında yetişen bir Karateka ( Karateci ), ahlakı, terbiyesi, medeniyeti ve halkla ilişkileri çok iyi olmakla beraber kendisine güven duymalıdır. Kyokushin-Karate’ye yeni başlayan bir karateka ( Karateci )nın acemilik devresini geçmesi için; üye olduğu tarihten itibaren 1001 gün çalışması gerekir.
Üstadlık belgeleri alabilmek ve uluslararası bir karateci olabilmek için ise 10.000 gün çalışır üye olmak lazım gelir. Bu çalışmaların neticesinde insan vücudunda Kyokushin-Karate’nin gerçek savaşçı ruhu ve gerçek cevheri oluşur.

Kyokushin-Karate camiası olarak bizim düşüncelerimize göre; Kyokushin-Karate bir spor olmaktan öte, bir uzak doğu dövüş sanatıdır.
Bu itibarla kurallarımızın bazı maddelerine göre vuran haklıdır. Özellikle yasal bölgelere etkili vuruşlar yapıldığı taktirde yüksek puanımız olan ippon ( 1 puan ) verilir ve neticede vuran kazanır.

İşte bu nedenlerden dolayı en büyük hocamız olan Oyama’nın disiplini, katı kuralları ve dürüstlüğü neticesinde Kyokushin-Karate branşımız olağanüstü büyümüştür. Bu sebeble dünyamızı yönetim kolaylığı açısından 13 bölgeye ayırmıştır.

Bizler Kyokushin-Karate Organizayonu olarak bütün dünya insanlarıyla kültür, ahlak, terbiye ve medeniyetimizle kardeşiz, bir aileyiz ve törelerimizde hiçbir zaman saygısızlık yapılmasına asla müsade etmeyiz. Bu tür davranışlarımız ve disiplinimiz dahilinde kaldığımız müddetçe, hiç süphesizdir ki her vatandaş ailesine, devletine, bayrağına ve milletine faydası olacağı kanaatindeyiz Kyokushin-Karate Avrupanın 30 ülkesinde resmi olarak yapılmaktadır. Avrupanın en güçlü karate örgütüdür. Dünyada ise 170 ülkede yapılmaktadır. Avrupada düzenli olarak her yıl Avrupa şampiyonası yapılmaktadır. Dünya Şampiyonası ise açık siklet olarak 4 yılda bir yapılmaktadır.

Ülkemizde ise kyokushin karate 1974 yılından itibaren yapılmaya başlamıştır. Karete federasyonunun kurulması ile beraber kyokushin karate de faaliyetlerini bu federasyon içinde yapmaktaydı. Çeşitli nedenlerden dolayı karete federasyonundan çıkarıldı. O tarihten itibaren Kyokushin Karate yapanların bir kısmı Karate Federasyonun içinde değişik Stillerde çalışmalarına devam etti. Bir kısmı küçük organizasyonlarda bir kısmı dernekler içinde bir kısmı kulüpler kurarak çalışmalarına devam etti.

Kyokushinkai’de eğitim üç ana başlık altında gerçekleştirilir.

  • Teknik (Kihon)
  • Form (Kata)
  • Müsabaka (Kumite)

Kyokushin sistemi shotokan ve Goju Ryu gibi geleneksel karate stilleri üzerine temellenmiştir.
Kyokushin sisteminin ana özelliği tam temaslı oluşudur. Bu sebeple eğitmen ve öğrencilerin tam temaslı bir dövüşe kendilerini hazırlamak için zor ve ciddi bir eğitimden geçmeleri gerekir. Diğer karate formlarından farklı olarak Kyokushin herhangi bir eldiven veya koruyucu malzeme olmaksızın tam temaslı dövüşe kurallar çerçevesinde büyük önem verir. Bu oldukça sert görünmesine karşın rakibin yüzüne vuruş yapılmasına izin verilmemesi ciddi zarar görülmesini önemli ölçüde engellemektedir.